9 Eylül 2007

34 - Sol’un “Lider”leri ve Baykal’dan Kurtulma Yöntemleri...

Bugün 9 Eylül 2007... CHP’nin kuruluş yıldönümü... Ve belki de ilk kez bir CHP doğumgünü, iki ayrı grup tarafından, iki ayrı merkezde kutlanıyor...

Birincisini anlıyoruz... CHP’nin tüm il ve ilçe teşkilatlarının katılımıyla Anıkabir Ziyareti... Ama ikincisi, “999 Hareketi”nin amacı daha farklı... CHP’nin kuruluşunu kutlamak değil... “O bahaneyle”, Baykal’dan kurtulmaya çalışmak...

Ama demokrasinin vazgeçilmez parçaları olan siyasi partilerde “demokrasi” bu kadar mı işlemez, anlamak mümkün değil... Bir siyasi partinin lideri bu şekilde mi “indirilir” koltuğundan?

Neden “sosyal demokrat” olduğunu iddia eden, isminde “Halk”ı, “Demokratik”liği bulunduran “sol” partilerin liderleri “halk”ın sesine kulak vermezler, “demokratik” yöntemlerle bırakmazlar o koltukları?

Ben kendimi bildim bileli Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Bülent (Rahşan) Ecevit’ti.. Ta ki ölene kadar.. Hiç mi başarısız olmadı? Nedendi ısrarı hep “Genel Başkan” olarak kalmakta, kendine veliaht yetişririp, “seçimle” bırakmamakra.. DSP’den önce de, 70’lerde de CHP’nin değişmez “lideri”ydi..

80’lerde “2. İnönü Dönemi” ile, bir başka “mülayim” “lider” Erdal İnönü ile tanıştık.. Kısa bir süre için.. Sonra da son 15 yılın “Genel Başkan”ı Deniz Baykal..

İnönü ve Ecevit’in “mülayim”liğinin aksine “kavgacı” Genel Başkan Deniz Baykal ile, 84 yıllık tarihinde sadece 4 isim var CHP’de “lider” olarak anabildiğimiz.. Bu kadar “kısır” mıdır “sosyal demokrasi” “lider” bulma konusunda? 1 asrı tamaladığımızda, hadi bir yeni lider daha çıksa şimdi, 100 yılda 5 isim... Çok “demokratik” gerçekten...

Belki çoğumuz unuttuk ama, Ecevit, ne zaman “Büyük Kongre”de karşısına bir aday çıksa, çeşitli bahanelerle onu ya salona aldırmaz, ya konuşma hakkı verdirmez, ya da bir vesileyle önünü tıkayacak çeşitli “bahaneler” bulurdu...

Aynı “geleneği” şimdi onun “genel sekreteri” Deniz Baykal uyguluyor.. “Demokratik yöntemlerle onu “Genel Başkanlık”tan indirebilmek neredeyse imkansız... Kurduğu sistem nedeniyle...

Kimse Baykal’ı “sol’un lideri” olarak görmüyor, ki sürekli bir “sol’da lider” arayışı var.. Ama bunu görmek istemeyen Baykal sıkı sıkıya yapışmış “muhalefet” koltuğuna.. Onun iktidar olma isteği, hazırlığı, çabası falan yok, o gayet mutlu “kendi köyünün muhtarı” olmaktan...

Ama Baykal’dan “kurtulmanın” yolu böyle “999 hareketleri” falan değil bence... Bunu yapmak isteyenler, önce gidip kendilerini destekleyenleri üye ve delege yaptırırlar, sonra kongre yapılana kadar gidip her ilde, ilçede teşkilat seçimlerinde kendi adaylarını koyup seçtirirler, sonra da il ve ilçelerdeki kendi ekiplerinin gelip kongrede oy kullanmalarını sağlarlar... Yani tabandan tavana doğru yapılır bu hareket... Siyaset böyle yapılır...

Ya da, gidersin başka bir siyasi parti kurarsın, ya da kurulmuş olanlardan seni destekleyen bir siyasi partiye gider üye olursun, seni destekleyen diğer sosyal demokratları, ya da hangi kesimse onları, davet edersin, hatta CHP içindekileri de davet edersin, güçlü ve yeni bir oluşum kurarsın... Bir sonraki seçimde de girip CHP’yi hezimete uğratıp Baykal’ın istifasını getirirsin.. Sonra istersen mevcut siyasi partiyi kapatıp CHP’ye geçersin...

Öyle “istifa et” çağrıları ile Baykal’dan kurtulamazsınız.. Mitinglerin pek bir işe yaramadığını, hatta ters tepki yarattığını, “Cumhuriyet Mitingleri”nden göremeyen “sol” oluşum, şimdi kendi içinde de aynı yöntemi kullanmaya çalışıyor.. Keşke “olması gereken” yöntemleri uygulasalar da, Türkiye de özlediği kaliteli, çalışkan, proje üreten, çözüm üretmeye çalışan “sol”cularına tekrar kavuşsa..

NUR ERDEM ÖZEREN
09.09.2007

Hiç yorum yok: