3 Şubat 2008

48 - Üniversitelerde Türban – 2

Birkaç hafta önce birincisini yazdığım “üniversitelerde başörtüsü” konusu gündemi iyice kapladığından ve “daha söylenecek söz” olduğundan ikincisini yazma gereği duydum..

AKP, ve “yeni destekçisi” MHP ısrarla diyor ki, biz bu değişiklik ile “sadece” üniversitede serbest bırakıyoruz, onu da “düzenliyoruz”, “ilköğretim – lise”ye girmesi ve “kamusal alan”da serbest olması sözkonusu değil..

“Biz üniversitelerde de serbest olmasına karşıyız” diyen çok az, muhalefet gelecek üzerine “felaket tellallığı” ile birlikte yapılıyor..

Bu girişimin “İslam Cumhuriyeti”nin başlangıcı olduğu, “üniversite”den sonra sıranın “kamusal alan”a ve “ilköğretim – lise”ye de gireceği gibi gelecekle ilgili “öngörü”lerle muhalefet ediliyor..

AKP – MHP uzlaşısı da ısrarla bunun olmayacağını söylüyor.. “Felaket tellallığı” üzerine kurulu muhalefetin bir işe yaramadığını “hala” görmek istemiyorlar.. % 47’nin içindeki vatandaşın zaten böyle bir “korku”su olsa oy vermezdi.. Dışında kalanları da “gelecekle ilgili öngörülerle” korkutup muhalefet ettiremezsiniz..

“Fear Marketing”, “Korku Pazarlaması”nı kullanmaya çalışmak siyasette işe yaramıyor.. Seçimde bunu biz gördük de, “muhalefet” göremedi hala.. İnsanlar geleceklerinde karşılaşacakları “ideolojik” sorunlardan korkmuyorlar.. Çünkü zaten bunun olacağına inanmıyorlar.. İlla korkutacaksanız, “süper gibi gösterilen” ekonomik gidişatla korkutun.. Herkesin asıl derdi bu çünkü..

Daha önceki yazımda da söyledim, sokakta bu insanlar gezerken “İslam Cumhuriyeti” olmuyor da, üniversiteye girince mi “devrim” yapacaklar? Ya da, bu görüşteki “erkek”ler, ki bence çok daha tehlikeli ve güçlüdür, sakalıyla, istediği kıyafetiyle üniversitelerde cirit atıyorken sıkıntı olmuyor da, “bu kızlar” mı yıkacak Cumhuriyetimizi? Ne güç..

Yıllardır hem lise hem üniversite çatısı altında örgütlenmiş “aşırı sağ” ve “aşırı sol” partiler için bugüne kadar “hiçbir şey yapmayanlar”, bir tek “başörtüsü” ya da “türban”a tepki göstererek asıl toplumu kutuplaştırıp bunu “siyasete alet edenler”...

Başka siyasi oluşumlarla ilgili neden tepki göstermiyorlar? Yılda bir zorla toplanan üniversitelerarası kurul, üniversitelerin bütün sorunlarını çözdü, hepsinin çözümü için bildiri yayınladı, çaba sarf etti, şimdi sıra buna geldi..

Tabi “böyle” bir YÖK Başkanı olursa üniversitelerin bu tip sıkınılar yaşması normal diyeceğim ama, geçmiştekiler de bugünkünden çok daha cevher bakışlı ve harikalar yaratan kişiler değildi ne yazık ki..

Asıl bu sorunu en yumuşak şekilde çözmesi gereken onlardı.. En “bilimsel” ve “aklı evvel” yol ile.. Ama çözüm için hiçbir şey yapılmadı..

YÖK’ün ve Üniversitelerarası Kurul’un olmadığı 1980’den önce ne böyle bir “yasak” vardı, ne de böyle bir “sorun”.. O zaman yıkıldı mı “laik Cumhuriyet”..

Muhalefet partilerine oy verenleri düşünüyorum.. Pişmanlar mı acaba? CHP’nin “laik Cumhuriyeti” harika “muhalefeti”yle koruduğuna mı inanıyorlar mesela şu anda..? Yoksa “keşke YÖK, Anayasa Mahkemesi, Ordu da seçime girseydi de onlara oy verseydik..” mi diyorlar acaba demokratik laik Cumhuriyet için..

Ve asıl gerçek “muhalefet”, Tayyip ERDOĞAN’a seçimden önce ip atan, “AKP’ye muhalefet” için CHP’ye oy veremeyenlerin “umudu”, şimdi de AKP’nin yardımcı partisi.. Seçimde vaad ettiği “muhalefet”i ne güzel de yapıyor.. Zaten 1999’da da “APO’yu asacağız” diye “kanlı – ölü bebek resimleri” ile oy toplayıp sonra da “genel af” çıkaran da onlar değil miydi..? Yine ne çabuk unutmuşuz..

AKP’ye oy verenlerinse benimle aynı şeyi düşündüğüne eminim. “Wolksvagen Transporter”ın reklam sloganı bu durumu çok güzel özetliyor.. “Biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu”

NUR ERDEM ÖZEREN
03.02.2008

Hiç yorum yok: