18 Nisan 2008

52 - "Hatırla Sevgili" Türk Milleti

Birkaç aydır her Cuma akşamı bir dizi izliyorum.. Severek.. Merakla.. Ve en önemlisi de öğrenerek... Ama en çok kafamı kurcalayan dizinin isminin konusu ile çok da birebir ilgisinin olmayışıydı... Nihayet sonuna iki kelime ekleyerek dizinin yapımcılarının ya da yönetmeninin vermek istediği mesajı anladım...

Hatırla Sevgili Türk Milleti...

Unuttuğumuz yılları, hatırlamak istemediğimiz, hatta hatırlamaktan ve konuşmaktan korktuğumuz yılları hatırlatıyordu bu dizi..

Ama bu dizide öğrenilecek çok daha fazla şey vardı... O zamanlar Türk İnsanı’nın değerleri olduğunu.. İnsanların birbirlerine olan saygılarını, kibar davranışlarını... Kadın – erkek ilişkilerinin saygı çerçevsinde yaşandığını... ve daha birçok kaybolan değeri anlatıyordu...

Bir başka dikkatimi çeken de insanların iletişim kurma şekilleriydi... Televizyonsuz, internetsiz, cep telefonsuz evlerde, oturup saatlerce sohbet etme denen sosyalleşme ve öğrenme işini hatırlatıyordu...

İletişim böyle kurulur işte” diye gözümüze sokuyordu bence...

Ama herkes böyle seyretmedi yine ne yazık ki... Bir TV dizisini seyretmenin farklı sonuçlarının olabileceğini gösteriyor son zamanlarda...

Aynı Kurtlar Vadisi’ni seyredip dılşarı çıktığında “biri bana yan baksa da çaksam kafayı” diye düşünenler gibi, bu diziyi izleyip geçmişteki olaylara öfkelenip birbirine düşmeye hazırlanan insanlar oldu yine...

Ne yazık ki ortalığı gerdi son zamanlarda.. Deniz Gezmiş konusunun yeniden konuşulmasını sağladı..

Ama bence iyi de oldu... Yumuşatarak hatırlattı 60 – 80 arasını... Hala da hatırlatıyor... Bilgi vererek...

Gençler bilmiyordu o yılları.. Öğrenmek de istemiyordu... Aileleri de öğretmek istemiyordu.. Korkuluyordu o yıllar hakkında konuşulmaya... Aman evladım siyasetle ilgilenir falan, neme lazım..

Liseyi bitirene kadar da derslerde 1940’ların ortasına kadar gelinebiliyordu.. 2.Dünya Savaşı’nın bitimiyle tarih de bitiyordu ya zaten..

Liseye kadar okulda öğretmen öğretmeyecek, evde aile öğretmeyecek, hayattan sürekli bilgi talebi olan ve hep öğrenme aşkıyla yanıp tutuşan, interneti sadece araştırma ve öğrenme için kullanan, önüne şıklarla sunulmadıkça seçemeyen, toplumun her meselesiyle dibine kadar ilgilenen yeni nesil okuyup araştırıp öğrenmeyecek.. Peki nereden öğrenecek bu gençler yakın tarihi?

Şimdi sadece kendi için yaşayan, siyasetin S’sini bile bilmeyip oy kullanan, ki toplam seçmenin % 30’unu oluşturan ve bir partiyi tek başına iktidar yapabilecek güce sahip olan, ama memleket ve toplum gibi kavramlarla hiçbir şekilde ilgilenmeyen ve umru bile olmayan gençlere, birilerinin tarihlerini anlatması gerekiyor..

O zamanlar gençlerin memleket meseleleriyle ne kadar ilgilendiklerini, toplum için kafa patlattıklarını, yaptıkları herşeyi bir dava uğruna yaptıklarını, birilerinin onlara göstermesi gerekiyor..

Ama bütün bunları da özeleştirileri yaparak, mümkün olduğunca objektif veya her iki görüşü de anlatarak göstermek gerekiyor..

Bunları bilmeden büyürlerse, ya isteyen istediği bilgiyi sokacak kafalarına, ya da bir dava uğruna değil, sadece gaza gelerek kavgalı yıllara geri dönecekler..

Umarım bu kavgaların sonuçları da eskisi gibi olmaz.. “Yapmak istediklerinin bazılarının yasadışı olduğunu biliyorlardı, ama yapmak istediklerinin hiçbirini yapmamışlardı..” – Vizontele Tuuba

NUR ERDEM ÖZEREN
18.04.2008

Hiç yorum yok: