8 Kasım 2009

115 - Siyasi Tespitler...

Geçtiğimiz haftalarda DP – ANAP birleşmesi ile ilgili yazdığım yazımdan sonra, çok derinlemesine anlatmadığım tespitlerim nedeniyle belki de, çok yakın bir arkadaşım uzun uzun eleştirdi yazdıklarımı…

En özet hali aslında, en son yazdığı, “insanın “her şey dilediğince olsun” yazası geliyor” yorumu… Yorumlarım temenniymiş gibi göründüğünden… Tarafsız olmadığımı söylemesinden…

Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki, tarafsız olduğumu hiç iddia etmedim ben yazılarımda…

Ama iki şeye dikkat ediyorum… Birincisi, bağımsız olmaya, ki dibine kadar öyleyim şu anda, kimse bağlamıyor yazarken, kimsenin kalemi değilim…

İkincisi, hakkaniyetle eleştirmeye çalışıyorum herkesi… Desteklediklerimi de… Örneğin AKP’yi, zaman zaman övdüm, zaman zaman eleştirdim bugüne kadar…

Tüm yazılarımda AKP’yi bitirecek hareketin merkez sağda bir birleşme olacağını söylememi eleştirmiş… Ve asıl “temenni” diye eleştirdiği konu da bu… Bunun bir dayanağı olmadığını düşünüyor…

Şimdi dayandıralım… Öncelikle, benim bu merkez sağ için öngördüğüm lider hiçbir zaman ŞENER olmadı… BÜYÜKERŞEN’in son kongreye gelmesi de merkez sağ lideri olabileceğini asla göstermez, o bir transferdir, parti içi koalisyonun küçük ortağını temsil eder… Öyle bir düşüncem ya da öngörüm hiç olmadı…

Dile getirdiğim lider hep HİSARCIKLIOĞLU idi… Hala da öyle… En azından “kamuoyunda tanınanların” arasında merkez sağ liderliğine en uygun görünen o… Ama o da “başbakanının” sözünden çıkmak istemiyor gibi görünüyor… Ya da sağ gösterip sol vuracak zamanı gelince…

% 23’lük CHP ve % 16’lık MHP’ye rağmen ısrarla “merkez sağ” deyişime, DTP’den bile az oy alan DP’den bahsetmeme anlam veremeyen arkadaşım için ve beni yanlış anlayan herkes için, bunun açıklamasını yapalım…

Öncelikle, ben DP’nin tek başına iktidar olabileceğini hiç söylemedim… Türkiye önümüzdeki yıllarda tekrar çok partili meclise doğru gidecek ve tek başına iktidar bir on sene kadar gelmeyecek… Dolayısıyla DP’nin tek başına iktidarını değil, AKP’yi bölerek oylarını arttırarak % 15 – 25 bandına geleceğini öngörüyorum…

Peki neden? Birincisi, CHP, MHP, Saadet ve DTP oyları, AKP’nin en eleştirildiği dönemde bile değişmedi… Değişemez de…

Türkiye’de sol seçmen belli… % 25 – 30… Her dönem başka bir sol partide toplanıyor oylar… Sağ görüşlü kimseye, “merkez sağda bir alternatif olması halinde”, CHP’ye oy verdiremezsin… Son seçimde verenler de, olası bir “merkez sağ” alternatifte CHP’den vazgeçer…

MHP seçmeni de değişmez… 30’unu aşmış hiçbir sol görüşlüye MHP’ye oy verdiremezsiniz… Sağ görüşlüler verir, aynen CHP’de olduğu gibi, “merkez sağda bir alternatif olması halinde” MHP’den vazgeçer… Oylar alternatifsizlikten kayar…

Saadet ve DTP’nin oyları belli… Kürt kökenli vatandaşlarımızın ve milli görüşe sahip dinibütün vatandaşlarımızın hepsinin son 20 yıldır 3’er 5’er çocuğa sahip olduğu gerçeğini değerlendirirsek, oylarının artışının nedenini görebiliriz…

Yani yüzen oylar “merkez sağda bir alternatif olması halinde” Saadet’e doğru yüzmez… Bir anda dinibütün olmaya karar veren yaşlı nüfus dışında, seçmen bir anda görüşünü değiştirmez, ki Türkiye’nin genç nüfusu da malum…

Burada MHP’nin ve Saadet’in, son dönemde de AKP’nin gençler üzerindeki organize çalışmalarını yadsıyamayız… Elbette ki CHP de bu konuda çalışıyor, ama MHP – Saadet – DTP üçlüsünün gençlik çalışmalarının eline su dökemez…

Gelelim o Demokrat Partinin topla topla % 5 etmeyen oylarına… Aynı toplamaları AKP öncesi yaparken % 40 yapıyordu… Dolayısıyla AKP’yi iktidar yapan oyun büyük çoğunluğu merkezden geliyor…

Son 20 yıla bakarsak, Saadet – MHP – DTP gibi uç partilerin yeni seçmenler dışında oy oranının değişmediğini görebiliriz…

Geriye CHP ve merkez sağ oylar kalıyor… Ki orada da bir dönem CHP’ye, bir dönem SHP’ye, bir dönem DSP’ye kayan sol oyları, hiçbir zaman % 30’lara varamadı…

Bu nedenle de iddia ediyorum ki, AKP’nin oyları merkez sağ oylardır… Türkiye’nin yarısı son 7 yılda bir anda dinibütün olmaya karar vermedi… Merkez sağ seçmen denen % 50’lik kitle bir yere gitmedi… AKP’ye karşı olan çok azı CHP – MHP alternatiflerine gitti, ama eli gitmeyenler ya oy kullanmadı ya boş oy verdi…

Evet AKP ya % 30 üzeri oy alır, ya da % 10’un altına bir anda düşer… ANAP dönemi gibi… AKP merkez sağ bir parti değildir… Milli Görüş partisi de değildir… AKP, ANAP gibi bir “iktidar” partisidir… Dolayısıyla, iktidardan düşeceği anlaşıldığı anda, ne içinde insan kalır, ne yandaşı…

Bir ideoloji partisi değildir… Uzun soluklu olamaz… İktidarı bittiği anda, birkaç yıl içerisinde yol olup gider… İçindeki merkez sağlılar merkez sağın yeni adresine, MHP’liler ve Saadetliler yuvalarına gider, az sayıdaki CHP’liler de siyaset dışına çıkar…

Burada önemli olan, bu “merkez sağ” alternatif… DP – ANAP’ı birleştir, başına koy CİNDORUK’u, hiçbir yere varamazsın… Ama koy başına kimsenin tanımadığı birini, arkasına yerleştir merkez sağın ağır toplarını, o zaman oy alırsın… Ama o kimsenin tanımadığı biri, herkesin güvenini alabilecek, iyi bir “hatip” olan biri olmazsa, yine baraj altında kalırsın…

Ya da, aynı “merkez sağ”ın başına, kamuoyunun tanıdığı, ama “kirlenmemiş” birini koy, yine patlama yaşarsın… Bu yüzden Rıfat HİSARCIKLIOĞLU diyorum…

Eleştiren var mı? Arkasında bütün odaların desteği yok mu? Merkez sağın “hedef kitle”si herkes tanımıyor mu? Genç görünümlü mü? İyi bir hatip mi? Günümüz trendi “sosyal sorumluluk projeleri”ne öncülük etmiyor mu? Krize bile dur demek için 2 ayrı kampanyaya öncülük etmedi mi?
Bütün bu soruların cevabı “evet”… O nedenle bu ismin üzerinde duruyorum…

Evet CHP’nin başında Baykal olmasaydı “zamanında” daha çok oy alabilirdi… Ama o rüzgar biteli çok oldu… Ama o biri, daha önce de yazdım, saçları boyalı, dişleri yapılı, botokslu – solaryumlu SARIGÜL olamaz… Sol bir partinin böyle lideri olamaz… O zaman olsa olsa “sosyete solu” çıkar oradan… Daha önce Cem BOYNER’li TDH gibi… Ya da İsmail CEM’li Yeni Türkiye Partisi gibi…

CHP’yi AKP’nin tek alternatifi haline getiren süreç işin CHP bir şey yapmadı… O sadece “dönemin” sol partisi oldu…

İnsanları CHP’ye yönlendiren etken, merkez sağda bir alternatifin olmaması değildi… İnsanlar nefret ettikleri halde CHP’ye o kadar çok oy falan da vermiyor… O zaten CHP’nin oyu… Sadece % 5’i bu şekilde verilen oylar… Gerisi solun toplandığı yeni adresin sol oyları…

Genel siyasette öyle AKP karşıtlarının birleşme çatısı olarak falan da görülmüyor CHP… Öyle olsa çoktan toplanılırdı o çatıda… AKP yıllardır eleştiriliyor… Ama o çatı ne MHP ne CHP olamadığı için AKP hala duruyor… Hep aynı laf insanların dilinde… “Alternatifsizlik!”

Bu çatı neden DP değil? ANAP değil? Bugüne kadar neden değildi? Süleyman SOYLU ile, Salih UZUN ile olmazdı bu iş… İki lafı bir araya getirip halk diline inemeyen MUMCU ile derin devlet AĞAR bile birleşebilse olurdu o çekim merkezi… Her şeye rağmen…

İnsanlar alternatif arıyor… AKP karşısında “hala” bir alternatifi yok… Alternatif üreten bir “ekibi” olan parti yok… Bunu daha önce de söyledim… Bugün MHP’yi iktidar yapsan, CHP’yi iktidar yapsan, 5’er kişiden fazla isim sayamaz sokaktaki vatandaş…

NUR ERDEM ÖZEREN

08.11.2009

Hiç yorum yok: