9 Ocak 2011

138 - Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ ve HAS Parti

Birkaç gün önceki yazımda bahsetmiştim, Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ’la ilgili bir yazı yazacağımdan… Geçen yıl 6 Nisan’da tanıştığım ve hayran olduğum, siyaset yapış şeklini takdir ettiğim…

Kendisiyle tanışmamıza vesile olan organizasyon, dernek olarak yaptığımız Siyaset Günleri’ydi… 5 Genel Başkan davet edip, birinin son dakikada katılmaması nedeniyle dördünü dinlediğimiz. İkinci bölümünde CHP – MHP – AKP yöneticilerini ağırlayacağımız…

İlk tespitim şu ki, gelen genel başkanlar arasında “Başbakan” olabilecek potansiyele sahip tek “lider”di… Ve bu görüşe yalnızca ben sahip değildim…

Ancak akıllarda bir soru, bir sıkıntı vardı… O zamanlar Genel Başkanı olduğu Saadet Partisi tabanı ile örtüşmediği düşünülüyordu ki, konuşmasında dinle ilgili tek bir söz söylememişti...

Sonraki süreç malum, bugün artık HAS Parti Genel Başkanı… Ama en azından benim beklediğim etkiyi yaratmadı, yaratmıyor, yaratamayacakmış gibi geliyor… Nedenlerini analiz edeceğim bu yazımda kendimce…

Mesele şu ki, AKP alternatifi mi olmak isteniyor, Türkiye Partisi gibi mi olmak? Buna göre doğru model alınmalı… AKP dışında, bir partiden ayrılıp başarılı olmuş hiçbir parti yok tarihimizde…

İlk hata, vefa gösterirken yapıldı, yapılıyor… Saadet Partisi’ndeki süreçte kendisine vefa gösteren herkes, bugün HAS Parti’nin il ve ilçe yöneticileri… Ancak bu isimlerden “çok daha fazlası”na ihtiyaç var… Çünkü HAS Parti, SP’nin devamı değil, burası yepyeni bir parti ve burada sadece vefa belirleyici olmamalı… Başka partilerden yıllarca çalışmış, görev yapmış olanlar da parti içinde aynı seviyede yer bulabilmeli…

Eğer vefa ön planda olursa, 81 ilin 65’inde SP’den HAS Parti’ye geçen il başkanları ve müfettişleri zaten milletvekili seçimlerinde ilk ikişer sırayı alacağından, yenilere yer kalmamış olacak… Bu da, yeni isimlerin dahil olmasını engelleyecek bir gerçek…

İkincisi ve bu konuyla bağlantılı olan konu, tabandan destek almakla siyaset yapacak dava arkadaşı bulmak arasındaki ayrımın henüz yapılamamış olması… Sizi destekleyecek “taban”ın size gelmesini bekleyebilirsiniz… Ancak sizinle yol alacak, oy getirecek isimlerin size gelmesini bekleyerek değil, kamuoyu araştırması yapıp, davet götürerek hareket etmeniz gerekir… Ve bunu yereldeki isimlerle yapmamanız…

Çünkü 81 ilin 70’e yakınında siyaset, yereldeki isimlerle yapılır… Tanınan, bilinen, saygın isimlerle… Bu isimler, fikir lideri ise, insanları peşinden sürükleyebilecek isimlerse, onlar size gelmezler… Sizin onlara teklif götürmenizi beklerler… Doğal olarak…

Yerelde isimler doğru seçilmeli, davet edilmeli… “Temiz siyasetçi” kavramı uğruna, siyasete hiç bulaşmamış yeni ve tertemiz isimler, halk nezdinde kimsenin umurunda olmuyor… Çünkü onları kimse tanımıyor! Bunu Türkiye Partisi’nde görebiliyoruz…

Ancak siyaseti bilen, siyasi partilerde değilse bile siyaset yapıp “halka hizmet eden”, “memleket meseleleri ile ilgilenen” sivil toplum örgütlerinin aktif yöneticileri davet edilmeli…

Veya, illa siyaset yapanlardan seçim yapılacaksa, CHP’nin küskünlerinden, TDH içinden hayal kırıklığına uğrayanlardan, AKP’den uzaklaşmış olanlardan, MHP’de 90’larda, TÜRKEŞ döneminde aktif olup bugün BAHÇELİ ile frekansı tutmayanlardan, DYP’de ANAP’ta 90’larda siyaset yapmış olup bugün uzak duranlardan, bugünkü DP – ANAP birleşmesinden küskün kalanlardan, yani zamanında yakın veya orta vadede geçmişte siyaset yapmış ancak “kirlenmemiş” olan, “itibar”ını kaybetmemiş olan “siyasetçi”ler davet edilmeli…

Zaten siyaset yaparken kimsede heyecan yaratmamış il – ilçe yöneticilerini transfer etmek kimseye bir şey kazandırmaz… Bir başarıya imza atmış siyasetçiler davet edilmelidir…

Bu isimlerin gelmesini bekleyecek kadar vakit yok! Seçime 5 ay var! Sistem şu şekilde işlemeli… Yereldeki isimler yereldeki isim tespitlerini yapmalı… Genel merkezden “sadece bu iş için kurulan” bir ekip, içinde “sadece” sakalı kesik, bıyığı olmayan, SP kökeninden gelmeyenler olmalı… Ve bu ekip şehirleri gezip, yereldekilerin referans verdiği isimleri “davet” etmeli…

Yalnızca Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ’a olan destek ve teveccüh, barajı aşmaya yetmez… Ve bugün Saadet Partisi kökenli dava arkadaşlarıyla Numan KURTULMUŞ, yalnızca SP’nin tabelasını değiştirmiş olmaktan öte bir görüntü sergilemiyor ne yazık ki…

Üçüncüsü, ulusalda ünlü isimler işin içine dahil edilmeli… Metin AKPINAR gibi, Hakan ŞÜKÜR gibi, Yiğit BULUT gibi farklı sektörlerden tanınmış isimler, eski siyasetçiler, mevcut küçük partilerin Genel Başkanları, “davet edilmeli”… Hasan Celal GÜZEL, Sadettin TANTAN, Salih UZUN, Süleyman SOYLU gibi…

Yarısı gelmese, gelen yarısının etkisi büyük olacaktır… Hiç biri gelmese, medyada yer almak için ve tarafını belli etmek için vesile olacaktır…

Dördüncüsü; bir parti “herkesi kucaklıyorum” dediği an patlamaya başlamasının resmidir… Hedef kitle olmalı… “Bir şeyi herkese satmaya çalışırsanız, kimseye satamazsınız!” Bunu her zaman söylüyorum… Biz merkez partisiyiz diyerek merkez partisi olunmaz… Partinin merkezinde belli bir kesim oturur, diğerleri azınlık da olsa yer alan renk katan kesimlerdir…

HAS Parti, maneviyatçı – demokrat bir partidir… Sağ görüşlüdür… Sol görüşlü % 5 – 10 kadar taban ve siyasetçi de barındırır… Milli Görüş % 40 – 45’ini oluşturmalıdır… Merkez sağ da % 50… Ancak bu şekilde meclis yolu açılır…

HAS Parti’nin bu seçimdeki hedefi, ne pahasına olursa olsun, ne şartla olursa olsun, meclise girmek olmalı… Gelecekte iktidar olmanın yolu, kendini anlatmanın yolu, meclise adım atmakla mümkün… Aksi halde vefa gösterenler 4 yıl daha sizinle koşmazlar, vefa gösteremezler…

Meclis dışında kalan bir % 9,5, meclis içinde olan bir % 3’ten çok daha etkisizdir… BDP ile aynı oyu alan hiçbir parti, onlar kadar medyada yer almıyor, demeçleri dikkate alınmıyor…

Amaç bu seçimde iktidar olmak zaten olamaz, ki bugün Türkiye’nin ihtiyacı, iyi bir muhalefet… Ancak gelecekte iktidar olabilecek bir muhalefet… Bu potansiyel de bugün HAS Parti’de yok, ama Numan KURTULMUŞ’ta var…

Başarı tek bir koşulla gelir… Numan KURTULMUŞ’un Başbakan alternatifi oluşu, HAS Parti’nin iktidar alternatifi oluşu ile desteklenirse… Aksi halde, Recep Tayyip ERDOĞAN Cumhurbaşkanı olurken Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ’u AKP’nin başında Başbakan olarak görürsek şaşırmayalım…

NUR ERDEM ÖZEREN

09.01.2011

Hiç yorum yok: