30 Aralık 2009

121 - 2010'a Girerken... Umut ve Kriz...

2009 herkes için kötü geçti sanırım… Yani sanmam, gördüğüm kadarıyla eminim… İstisnai birkaç kişi dışında, “bitse de kurtulsak” denen bir yıl oldu herkes için…

2010’dan herkes çok umutlu… Hayatımda duymadığım kadar çok “bu yıldan umutluyum” lafları duyuyorum etrafımda…

Tabi bu aynı zamanda işadamlarının ve ekonomistlerin de öngörüleri ile desteklenince, krizin biteceğine dair umutlarla birleşiyor…

Krizin bitmesi, istihdamın bir anda artacağı anlamına gelmiyor tabiki… Bu yıl geçse geçse rolantide geçer… Son iki yıldaki gibi gerileme ile ya da daralma ile geçmez en fazla…

2011 gelmeden işlerin yeni istihdam yaratacak kadar açılması çok da mümkün değil diye düşünüyorum… Ama artık biraz daha kendini döndürebilen, borçlarını ödeyebilen birey ve işletmeler olacak 2010’da… Umudunda herkes…

Bu umudun sebebi aslında çok öyle ekonomist ve işadamlarının açıklamalarından da kaynaklanmıyor… Herkes o kadar çok daraldı, o kadar sıkıntılı günler geçirdi ki, kimsenin bunların daha fazlasına tahammülü yok… “Bundan fazlası da olamaz artık” diyor herkes… “Dibi gördük, artık çıkma vaktidir” diye düşünüyor…

Dibi gördük mü, daha da dibe inecek miyiz bilinmez, herkesin içindeki bu umudun ekonomiye pozitif etki edeceğinin kesin olduğunu düşünüyorum ben…

Araya bir de siyaset sıkıştırayım hemen… Bu düzelme, olursa, yine AKP’ye yarayacak… “Bakın gördünüz mü ekonomi düzeldi” diyecek… Ki erken veya zamanında seçim için de bunu bekliyor AKP…

Ekonominin canlanması için 2010’da bankalar da muslukları açacaklar… ŞAHENK geçenlerde bir açıklama yaptı, “son 2 yıldır edilen karları dağıtma zamanı” diye…

Her sektör krizle boğuşulurken, bankalar katlanarak büyüdüler… Şimdi artık kredi verilecek “temiz sicilli” kimse ve işletme kalmadığı için, kriterler hafifletilerek kredi muslukları açılacak…

KOSGEB, TOBB vb. kurumlar zaten destekleri hat safhaya çıkardılar son aylarda… Sizden aldığını size geri veriyorlar…

Sizden aldığını size geri veren bir başka sistemle ilgili radikal bir önerim var… Milli Piyango idaresine…

1 kişiye, ya da bilemediniz çeyrek biletli 4 kişiye büyük ikramiye verilmesin… Mesela 6 bilene, 5+1 bilene, diğer her türlü şans oyunlarına büyük ikramiye verilmesin…

Adamı bozuyor zaten o kadar para… 1 milyon liranın üzeri bir insanın hayatını tepetaklak ediyor… Değiştirmiyor…

Önce eş değişimi ile başlıyor… Sonra muhit… Arkadaşlar unutuluyor… Bir anda yeni akrabalar geliveriyor… Ve tabi baş belaya giriyor o kadar para ile…

Onun yerine önerim, mesela bu yılbaşı, 1 kişiye 30 ya da 4 kişiye 7,5 milyon lira yerine, 30 kişiye 1 milyon verilmesi…

Daha çok kişiye insin ikramiye… 30 kişinin hayatını kurtarsın… 1 ya da 4 kişinin hayatının altüst olmasına neden olmasın…

Zaten bilet alan milyon liralık işadamları değil, yurdum insanı memuru işçisi esnafı alıyor o biletleri… Bu kişilerin de hayatını kurtaracak paralar 500.000 ile 1 milyonu geçmez…

Daha çok kişiyi sevindirecek ve hayatını kurtaracak ama altüst etmeyecek şekilde değişmeli Milli Piyango sistemi…

2010’a girerken, bu umut ortamının herkesin ekonomisini düzeltmesini umuyorum… Herkes ekonominin düzelmesi için keselerinin ağzını açıp, alıp verip ekonomiye can verir…

Ruh hali düzelmiş bir insan, ruh hali düzelmiş bir ülke, daha mutlu bireyler, hayattan zevk alan, 2010’u geçtik artık da, 2011’den para dışında bir şeyler isteyebilen bir ülke diliyorum…

NUR ERDEM ÖZEREN

30.12.2009

2 yorum:

ANNEMİNELİ dedi ki...

Eleştirki,eleştirmeyi ve yapıcı olmayı öğrenelim.Sizin takipcinizim.Ellerinieze sağlık.Sevgilerrrr.

Nur Erdem Özeren dedi ki...

Teşekkürler...
Saygılarımla;