İlk
olarak özür dileyerek başlamam gerek, ki uzun süreli verdiğim aradan ötürü
mahcubiyetimi dile getirmiş olayım…
Sonra
hemen, öncelik vermek durumunda hissettiğim Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN’ın
ölümü üzerine yazıma başlayarak devam edeyim…
“Hoca”yı
kaybettik… Allah Rahmet Eylesin… Kendini bu memlekete adamış liderlerden
biriydi… Rahmetli Alparslan TÜRKEŞ gibi, rahmetli Bülent ECEVİT gibi…
İyi
şeyler yapmıştır, kötü şeyler yapmıştır… Fikrini destekleriz, desteklemeyiz…
Ama bu memleket için çalışmıştır…
Hiçbir
zaman “lider” potansiyeli olduğunu düşünmediğim ama gerçekten “lider”lik yapmış
olan ECEVİT vefat ettiğinde de aynı şeyi söylemiştim… Onlar bu memleket için
çalıştılar… Ve bugünkü “lider”lerin birçoğundan farklılar…
Fazlasıyla
marjinal bulduğum, hiç oy vermediğim ve dini siyasete fazlasıyla alet etmesi
nedeniyle eleştirdiğim bir “lider”di Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN…
Ama
“çok” akıllı bir adamdı… Kelimenin tam anlamıyla “Cin Gibi”… Bu sayede yüz
binlerce insanı peşinden yıllarca sürükledi…
Ama
onu diğer liderlerden farklı kılan özelliklerden bahsetmek gerek bu yazıda,
ölümünün ardından onu anarken…
Bilmeyenler
için ek bilgi, bilenler için hatırlatma… İstanbul Üniversitesi İletişim Doktora
öğrencisiyim… Ve tezimi siyasal iletişim, siyasal markalaşma üzerine yazmak
üzere çalışmalarıma devam ediyorum…
Bu
çalışmaların altını doldurmak amacıyla yaptığım bir projede, her liderin seçim
sonuçlarının analizlerini yapmıştım…
Önce
özetle diğer liderlerden bahsedelim… TÜRKEŞ, girdiği her genel seçimde bir
öncekinden az oy almış bir lider… Partisi önce ittifakla,sonra da ölümü
sayesinde meclise girebildi.
ECEVİT,
girdiği her genel seçimde bir öncekine göre oyu azalmış bir liderdir… Yalnızca
yıllar sonra 1999’da son anda APO’nun yakalanması ile oyu artmıştır…
Şaşkınlıkla
gördüm ki, ÖZAL da her girdiği seçimde bir öncekinden az oy almıştı…
İki
lider farklıydı… DEMİREL, 7 kez gidip 8 kez gelmişti… Seçimden seçime değişen
grafiğe sahip tek liderdi…
Ama
daha dikkat çekici olan, ERBAKAN’ın her girdiği genel seçimde bir öncekinden
daha çok oy almasıydı… Ömrü yetseydi bu kural bozulacaktı…
Öyle
akıllı bir “lider”di ki, doğru zamanlarda doğru hamlelerle, yıllara yayılmış
bir “strateji” ile her seçimde oyunu arttırdı…
Bir
başka farkı, kadınları ilk kez, hem de kadını dinen içe kapatan bir yapıdayken,
siyasetin bu kadar içine sokmuş olmasıydı… Ve başarısının en önemli
ayaklarından biri kadınlardı…
Ancak
hepsi bir yana, en önemli farkı, “hoca” olmasıydı… Diğer tüm liderlerden en
“önemli” farkı, ERBAKAN’ın bir “hoca” olması ve “öğrenci” yetiştirmesiydi…
ECEVİT,
kendisinden sonrası için bir lider yetiştirmedi, yıllarca sol BAYKAL’a mahkum
kaldı…
TÜRKEŞ,
kendisinden sonrası için “bir” lider yetiştirdi, yıllardır Milliyetçilik
“BAHÇELİ”ye mahkûm… Hele ki “ikinci” yetiştirdiği YAZICIOĞLU da vefat edince,
lider kalmadı…
DEMİREL
ve ÖZAL, kendisinden sonra “bir tane bile” lider yetiştirmedi, çevrelerinde
yetiştirdikleri “liderler” yerine birlikte çalıştığı çalışma arkadaşları oldu
ve kendilerinden sonrası için alternatif yaratmadılar, merkez sağ dağıldı…
Bugün
merkez sağın yok olmaya yüz tutmasının ve bugünkü konjonktürün en büyük
sorumlusu DEMİREL ve ÖZAL’dır… Lider yetiştirmeyip egoist davrandıkları, “benim
halkım liderini kendi bulur” dedikleri için…
ERBAKAN,
“bir” ne kelime, “birçok” lider yetiştirdi ve bugün onlar bizi yönetiyor…
Biri
Cumhurbaşkanımız… Biri Başbakanımız… Onlarcası bakanımız… Birini şu an Show
TV’de izliyorum, bir sonraki dönem muhtemel Başbakanımız…
İşte
ERBAKAN’ın farkı buydu… Kendisinden sonrası için lider yetiştirdi…
Her
ne kadar son ana kadar koltukta oturma sevdasında olmuş görünse de, kendi
yarattığı alternatiflere yol açmış bir “lider”dir…
Tekrar
altını çizmek istiyorum… Ne oy verdim, ne oy vermeyi düşündüm… Çok defa da dini
siyasete alet etmesi nedeniyle eleştirdim…
Ama
yukarıda yazdığım konularda, özellikle kendisinden sonrasına yatırım yapmasına
duyduğum saygı ve ettiğim takdir nedeniyle; egoistliğine ve yüksek egosuna
rağmen “öğrenci”lerini “lider” yapmaya çalıştığı ve bu amaca yönelik
çalışmaları nedeniyle “hakkım helal olsun” diyorum…
NUR ERDEM ÖZEREN
04.03.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder