2 Ağustos 2007

31 - Sonuçlara Tahammül ve Yeni Seçim Sistemi...

Seçim sonuçları açıklanınca hemen “bir şeyler” yazmaya niyetlendim.. Sonra baktım benim söylemek istediklerimi bir çok gazeteci, yazar söylüyor, yazıyor.. Ben de kimsenin değinmediği ne kalacak diye beklemeye karar verdim.. 10 gün..

Kendi çevremle yaptığım sohbetlerden yola çıkmak zorunda kaldım, aldığım tepkilerden sonra.. Kimse AKP’ye oy vermemiş sanki.. Uzaydakiler seçmiş AKP’yi.. Sokaktaki 18 yaş üstü her iki insandan biri AKP’ye oy vermemiş sanki.. AKP’ye oy verdiğini bildiğim insanlar bile çekinir durumdalar bunu söylemeye.. “Ayıplanıp” “kınanıyorlar!” çünkü..

“Aydın Kesim” oy veremez, vermemeli sanki AKP’ye, herkes ayıplıyor beni, ve benim gibi AKP’ye oy verenleri.. (Yazdıktan sonra fark ettim, öyle anlaşılabilir, ben kendimi “Aydın Kesim” falan olarak nitelendirmiyorum, aman yanlış anlaşılmasın.. Gayet sıradan “yurdum insanı”yım..)

Ben koyu bir “AKP’li” değilim.. Ama benim oy verirken baktığım kriterlerim, beni mevcut sistemdeki alternatiflerin arasında AKP’ye oy vermeye götürdü.. Sizin kriterleriniz farklı olabilir, ben size bir şey demiyorum, saygı duyuyorum, peki neden bu tahammülsüzlük “AKP’ye oy verenlere”..

Aldığım tepkilere hayret ediyorum.. AKP’ye oy veren kimse “diğer partilere” oy verenleri ne kınıyor, ne hakaret ediyor.. Ama bakıyorum da AKP’ye oy verilmesine kimsenin tahammülü yok..

Nedir bu kadar “kavgacı” yapan sizi bu konuda? “Saygı”yı ne çabuk kaybettiniz “düşünce özgürlüğü”ne.. Yıllarca “düşünce özgürlüğü”, “uzlaşma”, “özgürlük” diyenler, bir anda bunları unutup düşüncelere “saygı göstermemeye”, “başkalarının kararları”nı kınamaya başladılar “saygısızca”.. Ne “aptal”lığı kaldı Türk Halkı’nın AKP’ye oy verdi diye, ne “ülkeyi ve kendini sattığı”..

AKP’ye oy verenlerin hepsi “kınanması gereken”, “hata yapan”, “ülkesini satan”, “laiklik” nedir, “Cumhuriyet” nedir, “Atatürkçülük” nedir bilmeyen insanlar, onlar “aptal”, “geleceği göremeyen”, “kör” ve “oylarını satan” insanlar..

Ben bu tepkilerden sonra Türkiye Cumhuriyeti için yepyeni bir seçim sistemi öneriyorum..

Bundan söyle, ilk ve orta öğretim mezunlarının oyları 1 oy, üniversite mezunlarının oyları 2 oy, yüksek lisans yapmış olanların oyları 3 oy, doktora ve üzeri ise 4 oy sayılmalı..

Ayrıca farklı ilçelerin oy katsayıları olmalı.. Mesela Bağcılar veya Ümraniye 1 ile çarpılmalı, ama Teşvikiye, Bağdat Caddesi, Bahçeşehir, Ataşehir gibi yerlerde katsayı 3 olmalı..

Trakya ve Ege’de de kullanılan oylar, diğer illere göre daha etkin olacak şekilde katsayılandırılmalı...

Ne de olsa Türk Halkı’nın büyük kısmı “cahil”, “okumamış”, “aydın” ve “elit” olmayan, “kendileri için en doğrusunun ne olduğunu bilmeyen”, “karar alamayan”, “aptal”lardan oluşuyor.. Bu durumda onlara “Demokrasi” haram..

“Devletimizin temel nitelikleri” için, “Cumhuriyet” için, “Laiklik” için, “Atatürk ilke ve inkılapları” için, “Cahil” Türk Halkı’na bırakılmamalı seçme şansı.. Ya yanlış yaparlarsa! Aman! Bütün bu değerler elden gidiverir..

Onun yerine “elit”, “aydın”, “okumuş”, “akıllı” Türk insanları ve bürokratlar, askerler, hukukçular karar vermeli Türkiye’nin geleceği ve kimler tarafından yönetileceği konusunda..

Geçmişte 2+1 = 2,5 kez yaşamadık mı biz bunu? Ben mi yanlış okudum yoksa kitaplardan? Elitler ve aydınlar ile askerler birlikte karar verince daha iyi oluyor ülke geleceği ve demokrasi için.. Atatürk ilke ve inkılapları, Cumhuriyet, Laiklik, hepsi de gümbür gümbür yerinde duruyor o zaman..

İşte hayalimdeki demokrasi.. “Geleceğin Türkiyesi”ni ancak bu şekilde inşa edebiliriz...

NUR ERDEM ÖZEREN
02.08.2007

Hiç yorum yok: