4 Kasım 2007

40 - Süleyman DEMİREL’e Çağrı...

17 – 18 Kasım’da Demokrat Parti Kongresi yapılacak.. Bir sürü aday adayı.. Bir iki aday.. Aday adaylarında bile heyecan sıfır..

Kamuoyunda da sıfır gündem, sıfır tepki.. “Doğru Yol Partisi”nin adının “Demokrat Parti” olarak değişmesi kimseye hiç bir şey ifade etmedi.. Heyecanını, daha doğarken seçimde öldürdüler.. Zaten “Yeni Demokrat Parti” hiç gerçek “Demokrat Partili”lerden oluşmamıştı ki..

Merkez sağda bir “arayış” olduğu, AKP’nin “alternatifsizlik”ten bu kadar oy aldığı, uzun süredir konuşulur.. E hadi merkez sağ, daha ne kadar arayacaksın? Gerçek “Demokrat Partili”ler ne zaman sahip çıkacak “merkez sağ”a? AKP “taban”da ve “tavan”da çoktan oturdu bu koltuğa.. Kim değiştirecek? Nasıl değişecek?

Benim bir formülüm var! Süleyman DEMİREL! Aman hemen tepki göstermeyin.. Bence artık hiç bir “merkez sağ” görüşlü insan 9.Cumhurbaşkanımızın gelip bu partinin başına geçmesini istemiyor ve beklemiyor.. Zaten zekası tartışılmaz DEMİREL de attan inip eşeğe binmez..

Ama geç kalınmış bir hareket yapabilir.. Onun siyasete geri dönmesini istemeyen “merkez sağcı”lar, onun göstereceği, “işaret edeceği” bir “lider”in arkasından gidecektir.. Ya Demirel bu durumdan şikayetçi değil, ya da öyle bir “lider” yok ortada.. Ya da bizim düşünemediğimiz başka bir sebep var..

Bu kadar mı kısır Türkiye “lider” bulma konusunda? Açıkçası benim gönlümden geçen, ve “lider”liğini bence çoktan kanıtlamış olan, “merkez sağ” görüşe uygun, ve tabanının büyük kısmının desteğini aldığını “konumu itibariyle” çoktan kanıtlamış biri.. Rıfat HİSARCIKLIOĞLU..

Süleyman DEMİREL’in de işareti ve desteği ile, “merkez sağ” aradığı “lider”i bulmuş olacaktır diye düşünüyorum.. Ama bunun zamanı bugün mü? Sanmıyorum..

AKP iktidarı, bir dönem, bir süreç, ve bu eninde sonunda bitecek.. Ama mevcut “gücü”nün karşısındaki “çırpınışlar” hüsranla sonuçlanacaktır.. Doğru zamanlama ile, AKP’nin gücünün azalmaya başlayacağı ve parçalanma sürecine gireceği dönemde çıkmalı ki “alternatif” oluşum, işe yarasın ve toplumda karşılık bulsun..

Burada sıkıntı, “o güne kadar kim öle kim kala” durumu.. DEMİREL’in inancı, “bu toplum ihtiyacı olunca “lider”ini içinden çıkaracaktır” şeklinde.. “Tabandan tavana” mı gelecek, yoksa “tavan”daki bir takım hareketler “taban”da karşılık bulunca mı güçlenecek? Bence ikincisi..

Türk toplumu artık “önüne konan alternatiflerden” seçmeye alıştı.. Kendi içinden çıkaracak olsa çoktan çıkarırdı.. Çünkü AKP’ye oy verenlerin büyük çoğunluğu, “alternatifsizlik”ten ve “mevcutların arasında en iyisi” olduğunu düşünerek oy verdi.. Çünkü başka bir “alternatif” yoktu daha iyisini “vaad eden”.. Ve böyle bir durumda bile kendi “alternatifini” çıkarmayan, “alternatif üretme yorgunu” Türk toplumu, önüne bir alternatif “sunulmasını” bekliyor..

Ama bu “alternatif” öyle logo değişimiyle, “otel salonu”nda yapılan birleşme toplantısıyla, “liste savaşları” sırasında sıralamaların “satıldığı” spekülasyonları olmasına neden olan mantalitedeki “siyasetçi görünümlü” insanlarla, “lider” olamadığını milletvekili listesini hazırlarken gösteren, kişisel egoları yüzünden bu alternatifi yok eden insanlarla olmaz..

Ülke çapında, küçük şehirlerde “doğru insanlarla” örgütlenmeyle, “umut veren” isimlerle, hem siyasette kirlenmemiş ve hiç bulaşmamış olan, hem de yıllardır siyasetin içinde olan insanların kombinasyonunuyla yola çıkarak, “kamuoyu yaratarak”, iyi bir “halkla ilişkiler kampanyası” ile, daha kuruluş aşamasında sanki seçime hazırlanırmışçasına bir gayret, hırs ve çalışkanlıkla, “eski”lerin desteği ve “danışmanlığı”nın, yenilerin hırs ve heyecanının birleştiği bir oluşum olmalı bu “alternatif”.. İşte anca o zaman “alternatif” olur..

Sayın DEMİREL, startı kim verecek?

NUR ERDEM ÖZEREN
04.11.2007

Hiç yorum yok: