6 Kasım 2006

04 - Bir Devir Daha Sona Erdi... Kara Oğlan...

Hiç aklıma gelmezdi... 18 – 23 yaş arasını, gençliğimin en güzel yıllarını ekonomik krizler içinde ve sıkıntılarla geçirmeme, ve tüm ülkenin geçirmesine neden olduğunu düşündüğüm Bülent Ecevit’in ölümüne gözyaşı dökeceğim... Hiç aklıma gelmezdi...

Saat 1.. Televizyonda sadece haber kanalları ve bazı kanallar Bülent Ecevit’in ölümünden söz ediyor... Diğer kanallarsa normal akışına devam ediyor...

İki şey var dikkatimi çeken... Birincisi, yine ölünce kıymeti anlaşıldı bir insanın daha... Herkes çıkıp onun ne kadar iyi ve ne kadar önemli bir insan olduğunu söylüyor... Ben de dahil olmak üzere, şimdi daha yumuşak ve olumlu bakıyoruz herşeye... Acaba ne zaman öğreneceğiz bazı şeylerin değerini kaybetmeden anlamayı...

İkincisi, ve bence daha önemlisi, bu kadar basit miydi Bülent Ecevit olmak... Ölünce sadece haber kanalları mı kesmeliydi yayın akışını...

Yaptığı işlerin iyi mi kötü mü olduğunu değerlendirmek istemiyorum... Hele kişiliği, dürüstlüğü gibi konulara girmeyi hiç istemiyorum... Bunların hepsi zaten onu daha yakından tanıyanlar tarafından değinilecek ve detaylı konuşulacak şeyler...

Ben daha ziyade bu durumu değerlendirmek istiyorum... Gerçekten de bir devir daha kapandı... Ve bu devrin tamamen kapanmasına az kaldı... Turgut Özal ve Alparslan Türkeş’ten sonra şimdi de Bülent Ecevit’i kaybettik... Sırada “o döneme” ait iki kişi daha kaldı... Süleyman Demirel ve Necmettin Erbakan...

Hepsi de birbirinden farklı şeyleri savundular “yıllarca”... Beni hangisinin neyi savunduğu ilgilendirmiyor şu anda... Ama gerçekten “milyonları” arkasından sürüklemek herkesin yapabileceği şey değil.... İyi veya kötü yaptılar, ama hepsi de “bence” bu memlekete kalıcı bir çok “değer” bıraktılar... Eminim ki hepsi de gerçekten ülkeye ve millete hizmet etmek istediler yıllarca...

Ben “yeter artık sıkıldık bunlardan gitsinler artık” diyenlerden değildim hiç bir zaman... Değerini bilmek gerekip “bir şekilde” değerlendirmek gerekiyordu hepsini... Herşeyden önce hepsi birer “lider”di...

Bugünlerde çok konuşulan, her yerde sözü geçen “liderlik”, bu insanların hayatının parçasıydı... Ama bahsedildiği kadar yokluğu da hissedilen bir olgu bugünlerde “liderlik”...

Son bir kaç paragrafa bakınca, Demirel ve Erbakan’ı da dahil ettiğimi fark ettim “geçmiş zaman”la ilgili yazdıklarıma... Ben yine de “Allah başımızdan eksik etmesin” diye düşünüyorum bu insanları... Ne olursa olsun ülkeye hizmet etmek, herkesin yapabildiği ve aslında yeni nesilde “yapmak istediği” bir olgu değil... O kadar bireysel bakıyoruz ki herşeye artık... “Başkaları için” bir şeyler yapmak... Kaç kişinin böyle duyguları ve istekleri kaldı... Onlardan en azından bunu öğrenmeliyiz...

Şimdi cenazesini düşünüyorum Ecevit’in... Kaç kişi katılır... İnsanlar arkasından neler söyler... İçinden neler geçirir acaba... Ben hep bunu düşünürüm kendimle ilgili de... Sonra detaylı paylaşacağım bunu da...
Kaç kişi ne kadar takdir edip gerçekten “rahmetle” anacak Bülent Ecevit’i... Yaşarken düşünüp ona göre bir şeyler yapmak lazım bence...

Bana Ecevit’le ilgili geriye kalan, hafızama kazınmış, bugüne kadar en güçlü gördüğüm hali var gözümün önünde... Henüz TV’de o görüntüyü de görmedim... Ama sadece cümleyi söyleyince herkesin aklına gelip ne kadar doğru bir davranış olduğu hatırlanacaktır...

“Burası, devlete meydan okunacak yer değildir!”

NUR ERDEM ÖZEREN
06.11.2006

Hiç yorum yok: