30 Ekim 2006

03 - Sayın Veliler! Lütfen Hepiniz “Sınav”a Gidin...

Aslında ismine, fragmanına, oyuncularına bakınca sanıyorsunuz ki bu “gençler için” bir “Gençlik Filmi”.... “Gençlik Filmi” olduğu doğru... Ama asıl gençler için değil. “Veliler için”...
Türkiye’nin en büyük sorunu deriz ya hep... Eğitim... Bence şu anda “gençlerin” eğitiminden daha çok “Anne – Babaların” eğitilmeye ihtiyacı var. Ülkenin her yerine “Anne – Baba Okulları” açılmalı. Çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini öğrenmeliler. Ve “Sınav” da asıl bunun örnekleriyle dolu...

Çocukların yaşadıkları sınav stresinin asıl nedeninin aileleri olduğunu o kadar güzel anlatmış ki Ömer Faruk Sorak... Ama düzgün izlemek lazım bu filmi... Yok “sınav sorularını çalmaya çalışıp kötü örnek oluyorlar”, yok “çete oluyorlar”, yok “ders çalışmak yerine işin kolayına kaçıyorlar” falan gibi bakış açısıyla seyredeseniz, bir şey öğrenemezsiniz... Çünkü film asıl onu anlatmamış...
Farklı profillerdeki ailelerin çocukların hayatlarına bakışlarını nasıl etkilediğini anlatmış... Sınav konusunda sebepsiz yere aileler tarafından yaratılan stresin aslında ne kadar boş olduğunu çok güzel göstermiş...

Bence film diyor ki, “siz nasıl bir örneksiniz ki çocuğunuza, ondan sadece sınavda başarılı olmasını bekliyorsunuz... Bu hayatta o sınavdan daha önemli o kadar çok “DEĞER” var ki...”
Ama kaç kişi bunları anlıyor “Sınav”dan... Keşke her giden ebeveyn bunu anlayabilse... Keşke çocuklarına davranışlarına ve “onlara örnek olan” hayatlarına daha dikkat etseler bu filmi izledikten sonra... Ama sanmıyorum... Keşke...

Ha bir de “Sınav”ın “sinemasal” değerlendirmesi var... Başta 5 farklı karakteri oynayan gençlerin inanılmaz rol kabiliyetleri... Özellikle de İsmail Hacıoğlu’nun... Sonra diğer tüm karakterlerin bire bir hayatı yansıtmaları... Ömer Faruk Sorak’ın flashback ve siyah – beyaz dondurulmuş sahneleri yerinde ve etkileyici kullanışı... Sözleri ile sahnelerin üzerine kelimenin tam anlamıyla “cuk oturan” şarkılar... Hepsi de gençlerin dinlediği sanatçı ve gruplara ait... Ama daha önce dinlediğinizden çok daha fazla anlam ifade ettiğini anlıyorsunuz o sahnelerde... Özellikle de “Badem – Sen Ağlama” ve “Manga & Göksel – Dursun Zaman”...

Bence her ayrıntısıyla, “mükemmel” bir sinema filmi “Sınav”... Hem sinemasever olarak yapabileceğiniz tüm değerlendirmelerden tam not alabiliyor, hem de o kadar çok şeyi, hem en çıplak ve gerçek haliyle anlatıyor ki... Keşke işe yarayabilse...

Türkiye’nin “en büyük” sorunu bence... Her geçen gün “bence” daha da kötüye giden “GENÇLİK”... Ve sorunun aslında gençlikte değil de “AİLELERDE” olduğunu artık ne yazık ki “yavaş yavaş” anlıyoruz...

Tekirdağ Anadolu Lisesi Mezunları Derneği Başkanı olduğum günden beri, 6 yıldır lise öğrenci ve velileriyle içiçeyim, 25’e yakın seminer verdim “Sınav Stresi” ve “Kendini Geliştirmek” üzerine... Lise ve üniversite öğrencilerinin “durumu”nun, sınav stresinin, vurdumduymazlığının, her geçen gün daha yüksek sesle konuşulmaya başlayan bu “gidişatın” ve “dejenerasyonun” asıl sebebinin “AİLELER” olduğunu görüyorum her yeni tanıdığım gençte ve ebeveynde...

İleriki yazılarımda bu konuya daha detaylı ele alıp görüşlerimi paylaşmayı düşünüyorum... Ama her fırsatta söylüyorum, ve elimden geleni de yapmaya çalışıyorum, “Gençliğin” problemini, sadece onları eğiterek değil, “Aileleri” eğiterek çözebiliriz ancak... Çünkü anne – babalık doğuştan bilinen bir şey değil, sonradan öğretilebilir, yeter ki aileler öğrenmeye açık olsun...

NUR ERDEM ÖZEREN
30.10.2006

Hiç yorum yok: