9 Ağustos 2008

61 - Meslek Seçimi - 2

Sanırım artık bu konuda verdiğim seminerlerden ve yaptıklarımdan bahsetmeye gerek yok… Meslek seçimi, gelecek planları, zamanı etkin kullanma, kendini geliştirme…

Meslek seçimi ile ilgili önceki yazılarımda değinmediğim konuları bulup, tekrar yapmadan, eklemeler yapmak istiyorum… Özellikle ailelere…

Son günlerde en zor dönemlerini geçiriyor gençler… ÖSS’yi çok zor zannederlerken, bu sürecin çok daha içinden çıkılmaz bir durum olduğunu deneyim ediyorlar…

Onlarla birlikte aileleri de bu süreci yaşıyorlar… Ama her iki tarafın derdi başka genelde…
Ailelerin temel isteği, günü kurtarırcasına, sınav sonuçları açıklandığında “çocuğum kazandı” demek… Hangi üniversite ya da bölüm olduğunun önemi yok…

Ya da mümkünse, herkesin “vaov!” diyeceği bir bölümü kazanması… Çocuğum “doktor” olacak, “bilmemne mühendisi” olacak, “öğretmen” olacak, vs.

Aslında sonuçların açıklandığı günlerde, birkaç günlük geçici ego tatmininden başka bir şey değil bu… Soran kişilere nereyi kazandığını söylediğinizde verdikleri tepkiden sonra, ertesi gün sorsanız hatırlamazlar… Zaten aynı dönemde onlarca kişinin sınav sonucu da açıklandığından, kimsenin hatırlaması imkânı da pek yok…

Burada bir hatırlatma yapmak gerek ailelere… Kendilerine bir soru sormaları… “Çocuklarından bu hayatta en temel beklentileri nedir?”

Bu sorunun aslında cevabı çok basit… “Gurur duyulacak birer çocuk yetiştirmek”… İşte bütün beklenti bu…

Günlük falan değil bu beklentinin sonucu… Hayatın sonuna kadar sürüyor… Çevredeki kimse de unutmuyor…

Sonra bir de başkaları ile kıyaslama vardır… Empati kuruyor mu acaba bunu yapan aileler merak ediyorum… Eşleri onları eski sevgilileri ile kıyaslasa mesela, ne tepki verirler acaba… Kimin hoşuna gider kıyaslanmak? Ya da ne işe yarayacağını düşünüyorlar acaba bunu yapmanın?

Böyle şeyler söyleyerek bir şey öğretemeyiz gençlere, çünkü onlar dinleyerek değil, model alarak öğreniyorlar… Onları bir mesleğe yönlendirmenin tek yolu, model alabilecekleri birilerini bulmalarını sağlamak…

Burada da sıkıntı, işini severek yapmayan, hatta kendi mesleğini bile yapmayan birilerine gidip üniversite ve bölümünü sormak… Bütün cevapları negatif olacağından, sorular hiçbir işe yaramayacaktır…

Bu karar döneminde en önemli şeylerden biri de, gençlere “sen daha büyümedin” yaklaşımlarının olması… Ne zaman büyüyecekler ki ailelerin gözünde? İşimize gelince “koca adam” oluyorlar, işimize gelince “sen daha büyümedin”…

Bu hayat onların ve “sen en doğru kararı alırsın, ben sana güveniyorum”u duymaya, hissetmeye ve yaşamaya en çok ihtiyaçları olduğu dönemdeler…

Gençlere gelince… Bu yazıyı koşa koşa götürüp okutun ailelerinize… İşe yarar umarım… Ama siz de karar verirken aldanmayın puana, kulağa hoş gelen üniversite ve bölüm adlarına, altın topraklı”ymış gibi” anlatılan şehir isimlerine…

Önce kendinizi tanıyın, kendinize güvenin… Unutmayın, “herkes bir başkasının beceremediği konuda ustadır”… Ustalığınızı keşfedin… Başkasıyla kendinizi kıyaslama hatasını yapmayın, sadece kendinizle ve kendi hedeflerinizle yarışın…

Hem ailelerinizin gurur duyacağı, hem de kendinizle gurur duyabileceğiniz bir meslek seçin… Model alabileceğiniz birilerine bakıp, bir gün birilerine model olabilecek bir hayat yaşayın… Üniversite sadece 4 yıl, hayat ise upuzun… Silgisiz çizilen bir resim… Unutmayın…

NUR ERDEM ÖZEREN
26.07.2008

Hiç yorum yok: