24 Ocak 2010

124 - RTÜK İşini Yapsın!

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun görevi nedir? Yani hani şu bizim gördüğümüz kanalların bir – iki günlüğüne kapatılması, uyarılması, çocukların gelişimi vs. gibi kriterlere göre değerlendirmesi işi mi?

Öyle gibi görünüyor… Sadece görünüyor… Abuk subuk şeylere takılıp uyarı veriyor, saçma sapan şeylerin çocukların gelişimini etkileyeceğini iddia ediyor…

Önce kısa geçeceğim eleştirimden başlayayım… Bence biraz daha az önemli olan…

Uzun süredir uygulanan bir sistem var, buzlu bir görüntü ile görünmemesi gereken şeyleri kapatma işi…

Sigaraların ve içkilerin görüntüleri buzlanıyor… Ama dumanları görüyoruz… Hepimiz anlıyoruz onun sigara olduğunu… Çocuklar da… Ağza götürülen başka ne olabilir ki zaten…

Bütün markaların logolarının üzeri kapanıyor… Bazı mekanların yaptığı ses getirecek işlerde mekanın adı kapatılıyor… Önünde bir ünlü duruyor, arkada buzlanmış görüntü… Aman reklam olmasın!

Ama aynı işlerin gazetelerde dergilerde bulunan fotoğraflarında ve yazılarında mekan isimleri de markalar da logolar da hem görünüyor, hem de adı geçiyor…

Bir sektöre büyük darbe vurduğunun farkında değil RTÜK… Reklam sektöründe televizyonda görünmenin, sözü edilmenin değerinin ne kadar satılabilir bir şey olduğu, ne kadar kullanılabilir bir araç olduğu, RTÜK’ün umrunda değil… Bu bir sektör, ve siz bazı araçları kapatmak isteseniz de onlar kullanılıyor…

Bunlar çok da toplumsal sıkıntı yaratan uygulamalar değil… Asıl sıkıntı, çocukların ve gençlerin gelişimini etkileyen, ama gerçekten etkileyen, hem de kötü etkileyen şeylere RTÜK’ün dur demeyişi…

Siz hiç çocukların izlediği dizileri izlediniz mi? Hannah Montanah… Bez Bebek… Sihirli Annem… Ve benzeri dizileri…

Ben izlemek zorunda kaldım geçen son birkaç ayda… 10 yaşındaki kuzenim izlerken aynı odada bulunup… Önce onlardan başlayalım…

Konuların temelinde ne yatıyor biliyor musunuz? Aşk… İhanet… Aldatma… Sevgiliyi bağlama… Diğer kızı ya da erkeği egale etme…

Hem dizinin küçük karakterleri arasında… Hem de dizideki büyük karakterlerin hayatında…

Nasıl bir dikkatle izlediklerini biliyor musunuz peki? Algılarının nasıl açık olduğunu… Sizden benden değil, o dizilerden öğrendiğini…

Buna dur diyor mu RTÜK? Çocukların gelişimini nasıl etkiliyor bunlar?

O dizilerde görülenler, gerçek hayatın onların kafasında normalleştirilmesi için bir numaralı araç… ABD bu sayede dünyaya yaydı kültürünü…

Çocukların ve gençlerin izlediği saatlerdeki diğer dizileri düşünelim… Televizyonda dizi dışında bir şey izlemediklerinden…

Tüm gençlik dizilerinde, veya aslında tüm dizilerde, sevgili sahibi olmak bir “şart”… Dizinin konusu bunun üzerine kurulu zaten… Herkes herkesle eşleşiyor… Peki bütün gençler sevgili sahibi olmak için can atıyor mu? Evet…

Yine aynı dizilerde, geçen sezon sevgili olan bugün arkadaş, geçen sezon arkadaş olan şimdi sevgili… Karmakarışık ilişkiler… Ama herkes süper anlayışlı… Örnek… Kavak Yelleri…

Sevişmek için, gece birlikte uyumak için, aynı yatağa girmek için, artık evlenmek ön koşul değil… Bunlar, genç iki sevgili için çok normal şeyler… Gerçek hayattan örnekler… Peki bunu çocukların ve gençlerin, ergenlik çağındakilerin gözüne sokmak neden?

Bunu böyle göstermek ve izletmek dururken, öpüşme görüntülerinde çocukların gözünü kapatmak işe yarar mı?

RTÜK yapıyor mu işini? Çocukların ve gençlerin sağlıklı gelişimi için…

NUR ERDEM ÖZEREN

24.01.2010

2 yorum:

gizem dedi ki...

Keşke sadece, Hannah Montanah… Bez Bebek… Sihirli Annem…gibi hepimizin izlediği kanallarda gösterilen diziler olsa çok daha kolay olurdu. Sadece çocuklarımız izlesin diye açılan onlarca çizgi film kanalı sanki çok faydalı çocuk yayınları mı yapıyor...İnan içlerinden bir elin parmaklarını geçmeyecek kadarını önerebiliyorum öğrencilerime. Dövüş, savaş, vahşet, sihir, garip yaratıklar...çocuklar hep iyiler kazanıyor diye öğreniyor ama bunun sadece sihir, silah ve kaba kuvvetle yapıldığını sanıyor. Sonra gerisini düşün işte... Bunların tümünü takip etmek bizler için çok daha zor ama ebeveynler çocukları kadar iyi biliyorlar bu filmleri, bu nedenle onlarla işbirliği içinde olmak gerekli. Tabi bu sadece tv çılgınlığıyla kalmıyor bu çizgi filmlerdeki kahramanların resimleri, çocukların kullandığı tüm eşyalar üzerine konularak başka bir bağımlılık yaratılıyor. Bunun tamamen önüne geçmek tabi ki çok zor ama öğretmen ve özellikle ebeveyn kontrolü çok büyük rol oynuyor.
Rtük yapmıyorsa biz yapalım...! Biz derken; eğitimciler adına birşeyler söylemek istedim. Hepimiz kendi öğrenciliğimizden de biliyoruz ki öğretmenler söyledikleriyle hayatımızda büyük değişimler yapabiliyorlar. Ben 5 yıldır öğretmenim ve velilerim “hocam biz söyleyince bu kadar etkili olmuyor siz söyleyince kanun gibi” dediklerinde anladım ki bir çok konuda bunu kullanabiliriz. Tabi bu söylediklerim ilköğretim çağındaki çocuklar için geçerli ama zaten çok şeyin temelini de bu yaşlarda atmıyor muyuz... çocuklarımızın istediği sadece mantıklı açıklamalar, yoksa bu işi yasaklar koyarak yapalım demiyorum bunu tam ters tepki yaratacağını biliyoruz zaten. Birde tabi veliler, onlar evlerde bu anlamda görevlerini yerine getirirlerse büyük oranda etki yaratılıyor. Sadece izlememesi gerekenleri izlemeyen değil yememsi gereken az tüketmesi gereken yiyecekleri de tüketmeyen, silahı oyuncak olarak kullanmaması gerektiğini bilen bilinçli öğrencilerim var benim. Bununla birlikte etrafındakileri de uyaran bilgilendirenleri bile oluyor. Sadece biz eğitimciler ne kadar büyük bir gücü elimizde tuttuğumuzun farkına varalım. Burada kalkıp ne yapmamız gerektiğini anlatmayacağım tabi, zaten meslektaşlarım ne yapılması gerektiğini gayet iyi biliyor. Tabi ki ben çok avantajlı bir yaş grubu ile çalışıyorum ama bu devam ettirilirse çok anlamlı oluyor. Biraz emek biraz ilgi istiyor sadece. Hem öğrencilerimizi hem velilerimizi bilgilendirelim sadece bilgilendirmekle kalmayalım takibini de yapalım. Tüm eğitimciler bunu denese rtük ün denetlemesine gerek bile kalmaz zaten bu programlar kaldırılır. Çok mu iyi niyetli düşünüyorum bilmiyorum ama senin sayende bende 3-5 kişiye sesimi duyururum diye düşündüm. Hoş blog dan yazılarını takip eden bir ben kaldım galiba...:)

Nur Erdem Özeren dedi ki...

Valla Gizemcim haklısın çok az insan blogu okuyordur... Ya gazeteden ya facebook'tan takip ediyorlar yazılarımı...
Dediklerine katılıyorum, ben de kendi adıma aileleri bu şekilde eğitmeye çalışıyorum kendimce, ama tüm eğitimcilerin dikkat etmesi gereken konular bunlar... Ama ben eğitimcilerimizin bu konularda hassasiyet gösterdiklerini düşünmüyorum..