24 Ocak 2010

125 - Asker... Askeriye... TSK...

Türkiye’nin en dokunulmaz kurumu Askeriye… TSK… Din hakkında, Kur’an hakkında istediğinizi söyleyebilirsiniz… Tartışılır… Atatürk hakkında istediğinizi söyleyebilirsiniz… Tartışılır… Ama Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında konuştuğunuz ya da yazdığınız anda içeri atılma tehlikeniz hat safhadadır…

Ben en çok TSK’yı eleştirirken tedirgin oluyorum… Hakkımda bir soruşturma, başıma bir bela, bir dava, bir ceza…

Ama yine de yazmadan duramıyorum…

Devir AKP devri olmasa, hükümet askerle karşıt görüşlü görünen bir hükümet olsa, çok daha kolay olacak bence askeri eleştirmek…

Şimdi ne deseniz AKP yanlısı, ne deseniz devlet düşmanı, asker düşmanı ilan ediliveriyorsunuz…

Hala görülemiyor ki, gündem Kürt ve Demokrasi Açılımı’ndan Asker – AKP çatışmasına kaydıkça, AKP oyunu arttırmaya devam ediyor… Bunların hepsi stratejik hareketler…

Ha bu vesileyle, bir sonraki en güçlü Başbakan adayımız Rifat HİSARCIKLIOĞLU adı da resmileşti, hayırlı olsun…

Köksal TOPTAN’ın DP’ye transferi, Süheyl BATUM’un Devlet Bakanlığı, Kemal ALEMDAROĞLU ve Kemal GÜRÜZ’ün siyasete girişi, bir sonraki dönemin CHP – DP koalisyonu şimdiden hayırlı olsun…

Uydurma olup olmadığı tartışıladursun, yeni dönemin hükümetinin çatısını görmüş olduk şimdiden… 2003 falan hikaye… 2011 kabinesi o…

Darbe harekatı, balyoz operasyonu, adı her ne ise, gerçek olsa da olmasa da, askerin kendinde rejime el koyma hakkını her zaman gördüğü bir gerçek… Onlar bizim demokrasimizin, devletin bekasının bekçisi… Onlar bizim iç ve dış düşmanlara karşı bir numaralı koruyucularımız…

Ben öyle görmüyorum… Öyle olmasını da istemiyorum… Beni dış güçlere karşı, içeride teröristlere karşı koruyamayan askerin siyasetle uğraşmasını istemiyorum…

Çok meraklıysa beni korumaya, illa bir şeylerin karşısında duracaksa demokrasinin bekası için, hadi Amerika’nın ülkemizin yönetimi üzerindeki etkisi karşısında dursun!

Hadi istemediğimiz AB ve IMF karşısında dursun! Hadi vize kapısında köpek muamelesi görmemiz için AB’ye karşı ağırlığını koysun!

İlla bizi iç ve dış güçlere karşı koruyacaksa, kimseye müdahale ettirmesin iç işlerimize! Hadi… Hadi TSK…

Bunları yap ki, görelim gerçek gücünü… Gerçekten saygı duyalım o zaman…

Bırak içeride kimin ülkeyi nasıl yönettiği ile ilgilenip darbe planları ve müdahale planları yapmayı… “Gerçekten” koru bizi tehlikelere karşı!

Ama öyle mi yapıyor TSK… Askere giden herkesin bir anda bakış açısı yerle bir olmuyor mu?

Benim çok yakın iki arkadaşım askere gitti ve yeni geldi… Yani biri geçen hafta, diğeri Mayıs’ta… İkisi de ülke meseleleri ile ilgili… İkisi de duyarlı… Gelecekte bu ülke için güzel şeyler yapmak isteyen, hayalleri hedefleri olan… Biri TSK’ya tapan bir adamdı hatta…

Yıllardır her giden gelen benzer şeyler söyler de, daha detaylı değerlendiriyoruz son günlerde bu durumu bu arkadaşlarımla…

Sokaklarda onlarca insan aç gezerken, her gün tonlarca yemeği çöpe döken döktüren TSK…

Ere gelince üç kuruşun hesabını yapan, ama komutan eşlerinin altın günü için İstanbul’dan Kocaeli’ye helikopter kaldıran TSK…

Askeri leş gibi koğuşlarda üst üste yatıran, haftalarca susuz bırakıp temizlenmelerine izin vermeyen, ama komutanların ziyaretlerinde yerden tozu yalatan, komutanların yaşam çevrelerini temiz tutmak için askere eziyet eden TSK…

Bu mu TSK’nın ülke ve millet sevgisi? O askerlik yapanlar bu ülke vatandaşı değil mi?

Kompleksli komutanların inisiyatifi ile anlamsız cezalara çarptırılıp ruh hali bozulup evine gönderilen askerler bu ülke vatandaşı değil mi?

Sivil hayatta bir “hiç” olacak kadar boş kafalı onlarca adam var aralarında, her askerin “şu askerlik bitsin de ben sana yapacağımı biliyorum” diyerek askerlikten soğumasına neden olan…

Hayatları boyunca ellerine geçirebildikleri tek dizginleri bu askerler karşısında kullanan, üstlerinde gördükleri zulmü astlarına yansıtıp kendilerince intikam alan ruh hali bozulmuş komutanlar…

İşte aynı komutanlar, maddi durumu iyi olmayan ve bu nedenle yakın bir ildeki daha donanımlı hastaneye gidemeyen askere inisiyatiflerini kullanmıyorlar…

TSK ile ilgili toplumda da hep bir açıklama da vardır… Saçmalığı mantıksızlığı eğitim zannediyor halkımız… Hayatı boyunca pisuar görmemiş adamın eğitildiği iddia edilirken, eğitimli adamın da ruh hali bitiriliyor…

İşte bu eğitimli insanlar çözüm önerirse de cezalandırılıyorlar… TSK için, sistemin daha iyi olması için öneride bulunursan, Mehmetçik Hattını ararsan, senin o görevine son verilip, sen ondan akıllısın diye ceza alıyorsun…

Aldığı tek eğitim askeriye içindeki eğitim olan, dış dünya ile hiçbir bağlantısı olmayıp hayatı oradan ibaret zanneden komutanlarca yönetiliyor şehirlerde TSK… Onların kuralları ile…

Bizim saygı duyduğumuz, bu ülkeyi kuran, karakterli, adını dünyaya duyurmuş olan, ülkesi için canını verme pahasına savaşan ve zaferler kazanıp dünyaya adını yazdıran “Güçlü Türk Ordusu” bu değil ne yazık ki…

Bugün TSK, birbirini satan, içeriden bilgi sızdıran, kendi içinde kutuplaşıp kendi içinde kavga veren, birbirine güvenmeyen, birbirine arkasını dönmeye korkan askerlerle dolu…

Ve bu TSK, bugün ne yazık ki ülkeyi iç ve dış güçlere karşı koruyamaz durumda… Asıl karşısında durması gereken konularda masaya yumruğunu vuramaz durumda…

Ülkenin her köşesinde en merkezi, en güzel konumlu yerlerde konuşlanan TSK, her yıl bütçenin % 50’sini alıp kullanan TSK… Ama ülkenin 25 yıldır bitmeyen en büyük sorunu, TSK’nın gerek sahada gerek masada ağırlığını koyup bitirmesi gereken terör!

Kimse terörün aslında masa başındaki oyunlar nedeniyle, dış güçlerin ekonomik desteği nedeniyle, siyasi oyunlar nedeniyle bitmediğini söylemesin… Eğer TSK bir şeylere karışacaksa, ne MGK dinlesin, ne AKP, ne ABD, vursun masaya yumruğunu… 1919 sonrası bu ülkeyi kuran TSK gibi davransın…

Ya da desin ki… Ben bana verilen bütçenin yarısı ile idare edecek kararlar alıyorum… Bu parayı eğitime ve sağlığa harcasın devletimiz… Desin… Bunu sağlasın… O zaman yine “kahraman” Türk Ordusu olsun…

Terörün çözümü bölgeye yatırımda desin… Bu insanların eğitiminde desin… Biz bunlar için komutanlarımızın zevk ve sefa için harcamalarından ve har vurup harman savrulan uygulamalardan, 800.000 geçici askerden vazgeçiyoruz desin…

Diyebiliyor mu? Diyemiyor… Benim şu anda yaptığım gibi eleştirenleri cezalandırıyor…

Türk Ceza Kanunu Madde 318.

1- Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

2- Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.

Madde 4. (1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.

Madde 4. (2) Ancak sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse cezaen sorumlu olmaz.

Sonumuz hayrola… Ama bunları söylemek, TSK’yı yıkıcı eleştirmek değil, TSK’yı daha iyi yerlere getirmek için konuşulması gereken şeyleri dile getirmek, bu ülkeyi seven herkesin yapması gereken şey…

Bence Atatürk de, Kur’an da TSK’dan daha dokunulmaz kavramlar… Ama biz onları rahat rahat konuşurken TSK’yı eleştiremiyoruz… Asıl konuşulması gerekenler konuşulmuyor…

NUR ERDEM ÖZEREN

24.01.2010

Hiç yorum yok: