12 Ekim 2007

38 - Üniversitelerde Türban

Ben kendimi bildim bileli bitmeyen bir tartışmadır Türkiye’de “Türban”.. “Kamusal Alan”a girsin mi girmesin mi, “üniversite”ye girsin mi girmesin mi?

Eskiden çözmek çok daha kolay geliyordu bana.. Şimdi ise öyle bir hal aldı ki, yine toplum “ikiye bölündü” konuyla ilgili, aşırı uçlar oluştu..

Benim gözümde uzun sakal, şalvar, cübbe ve mini“cik” etekten farkı yok “Türban”ın... Kamusal alana “uzun” sakalınızla, cübbenizle, şalvarınızla veya mini“cik” eteğinizle girmeniz ne kadar “yasak”sa, ne kadar yapılmıyorsa, o kadar “yasak” olmalı Türban’ın “Kamusal Alan”a girmesi..

Ama üniversite için de bir o kadar “serbest” olmalı aynı mantıkla.. Nasıl ki şalvarıyla, cübbesiyle gelen erkeklere, mini“cik” etekle gelen üniversite öğrencilerine ne kadar “sesimizi çıkarmıyorsak”, “türban”la gelene de o kadar “sesimizi çıkarmamalıyız” sadece ve sadece “üniversite”ye gelene..

Uzun sakalıyla, dini kıyafetleriyle üniversiteye gelen “erkek”lerin bu halleri sıkıntı yaratmıyor da, “kız” öğrencilerin “türban”ı mı yıkacak “laik Cumhuriyet”i.. Yıllardır Üniversite çatısı altında “örgütlenmiş” olan “başka” siyasi partilerin sakıncası yok da, bu mu sakıncalı?

Unutuyoruz ki; hele ki bir genç için; “yasak” olan herşey daha “cazip” oluyor.. “Serbest” bırakmanın getireceklerini yok sayıyoruz.. O zaman “özgür iradesiyle” karar verip “belki” başını açması ihtimalini yok ediyoruz..

“Normal” gençler ailesine kafa tutup “değişebilirken” üniversitede, “onlara” neden vermiyoruz daha çok şeyi görüp “daha geniş açıdan bakma” şansını? Onların “isyan” etme ihtimali yok mu sizce? İçinde sakladığı ve dışarı çıkarmak için, patlamak için beklediği “genç kızı” görmeye neden çalışmıyoruz?

Kaç kere dinleyip “anlamaya” çalıştık “neden” başlarının kapalı olduğunu? Değiştirmenin yolu “dış”lamak mıdır, “yasak”lamak mı?

“Öteki”leştirmek yerine “aranıza” alıp “konuşmayı” ve “anlamayı” deneme şansımızı yok ediyoruz.. Her “başını örten” “Laik Cumhuriyet’in Düşmanı” mıdır? Sizin anneniz, nineniz “Cumhuriyet Düşmanı” mı?

Sokakta, yolda, gittiğiniz kafede, restoranda “bulunmaları” ile üniversiteye “öyle” girmeleri arasındaki fark nedir? Üniversiteye girince mi “Laik Cumhuriyet”imiz yıkılacak? Bu kadar mı güçlü bu kızlar? “Aynı görüşteki” erkekler yıllardır “cirit atıyor” üniversitelerde.. Bu görüşlerini “yaymak” için çaba da harcıyorlar üstelik.. Ve “kızlar”dan çok daha koyu ve uç değil mi fikirleri..? Yıkıldı mı “Laiklik”..?

“Mahalle baskısı”, “mahalle”de yok da, “üniversite”de mi olacak? Orası üniversite, kimse kimseye zorla bir şey yaptıramaz.. Yıllardır Anadolu’nun her yerinde üniversiteye giden yüzlerce genç tanıdım, hangi erkek “zorla” oruç tutturuldu, namaz kıldırıldı? Bu konuda çıkan bir kaç “dayak” haberi nedeniyle “herkes”i suçlayamayız.. “Bir kaç” fütursuz Türk’ün yaptıklarını “Tüm Türkiye’ye” mal eden “dış basın”a kızıyoruz da, biz neden aynısını yapıyoruz?

Ama bunu “deneyebileceğimiz” bir dönemde değiliz.. AKP iktidarına bu kadar “tepki” varken, toplum bu konuda bu kadar “ikiye” bölünmüşken, “diğerleri” tepki vermeye bu kadar hazırken, “mahalle baskısı” da gündemdeyken, en ufak bir olayda her iki “taraf” da “bak gördün mü?” demeye bu kadar hazırken, “Türban”la “baş örtüsü”nü bu kadar birbirine karıştırmışken, “masumane” kapatılan başlar “Türban” gibi görülüp, “sırf siyasi amaç için” başını örten bu kadar insan varken, üniversitelerde özgürlük olması çok zor, ve ağır bedelleri var..

Bu kararı “başka bir iktidar” veya YÖK, Anayasa Mahkemesi gibi “siyaset dışı” başka merciler vermeli, ki toplumda minimum tepki olup geçiş “yumuşak” olabilsin..

NUR ERDEM ÖZEREN
12.10.2007

Hiç yorum yok: