9 Kasım 2008

71 - Ekonomik Kriz

Kriz geldi… Geliyor… Kapıda… Yolda… Diye diye kriz geldi… İçeride olacak diye beklerken herkes, dışarıdan geldi…

AKP’nin şansı… “N’apalım dünyada kriz var” diyebilecekler… Nitekim diyorlar… Nitekim öyle de…

Aylardır piyasalar sıkışıktı… Daralmıştı… Son 1,5 – 2 yıldır… Ama bu kadar değildi… 7 yıldır seminer veriyorum… Meslek seçimi ile ilgili, lise öğrencileri ve velilerine… Ve orada işsizliğe dair bir örneğim var… 10 yıldır bu ülkede büyük gazetelerin İ.K. ekleri çıkıyor… Kariyer.net TV’ye reklam verecek kadar büyüdü…

Dolayısıyla bu ülkede işsizlik yok, kalifiye eleman sıkıntısı var… Kendini geliştirmemiş, ama tek diploma ile her şeyi yapabileceğini sanan üniversite mezunları var… Üniversite hayatı boyunca deneyim elde etmemiş, hobisi olmayan, naylon staj yapan, iş deneyimi olmayan, öylesine okuluna gidip gelen üniversiteliler…

Ve rekabet arttığı için, artık İ.K.cılar çok profesyonel olduğu için, böyleleri iş bulamıyor…

Ama artık, son bir aydır, işler iyice değişti… Artık İ.K. eklerinde sadece 2 ya da 3 sayfa iş ilanı var… Bir sürü insana iş bulurdum önceden… Her yer durdu… Bu kez gerçekten kriz var… Ama olmayabilirdi… En azından bu kadar sıkı olmayabilirdi…

Dünyada kriz var… Tamam… Ama bu Türkiye’ye gelmeden bizim özel sektörümüz ve medyamız kemerleri bir sıktırdı, piyasada para dönmez oldu… Dolar – Euro çıktı, borsa düştü, felaket tellalları fişekledi, krize daha hızlı ve daha etkili girdik… Ama şimdi döviz oturdu…

İhracat yapanlar etkilenecekti… Dış pazarlar daralmıştı… Ama içeride iş yapanlar için kriz yoktu… Ülkemizde Avrupa’nın en büyük pazarı vardı hala… Artık kalmıyor… Para harcanmıyor…

Büyük şirketler hemen krizi bahane edip yıllardır işten çıkarmak isteyip çıkaramadıklarını çıkarmaya başladı… Sonra da dergilerde röportajlarda ahkâm kesildi, “krizden kurtulma yöntemleri” ile ilgili…

Krizden şirketi mi kurtaracağız, ülkeyi mi? Ülkeyi krizden sadece hükümet mi kurtarabilir?

Elemanlarının bir kısmını işten çıkarırsan şirketini krizden korursun… Masraflarını kısmış olursun… Ama ülkeyi daha çok krize sokarsın… Daha az insan para kazanır… Daha az insan para harcar… Piyasada daha az para döner… Piyasada daha az para döndükçe şirketler daha az yatırım yaparlar, hatta mevcut harcadıkları paraları keserek belli sektörleri bitirirler…

Mesela organizasyon yapmazlar… Organizasyon şirketleri krize girer… İşten çıkarmalar olur… Hatta o organizasyon şirketinin tedarikçisi bir sürü firma sıkıntıya girer…

Mesela reklamları keserler… Önce reklam sektörü, sonra medya sektörü krize girer, eleman çıkarmaya başlar… Tabi yine bu sektörlerin iş ortağı olan tedarikçiler de sıkıntıya girer…

Medyanın her alanında kriz olur… Diziler birer birer yayından kalkmaya başlar… Sadece o dizilerdeki ünlüler değil, onların on katı sayıdaki kamera arkası çalışanları işlerinden olurlar…

Hem bu kadar insan işsiz kalıp para harcayamaz hale gelirler, hem de kriz var diye para kazananlar da harcamazlar… İnsanlar para harcamadıkça KOBİ’ler ve esnaf para kazanamaz…

İnsanlar kemer sıkma politikasıyla dışarıda yemek yemez… Alışverişi keser… Restoranlar, kafeler, mal satan her türlü dükkân krize girer… Oradakiler de işlerinden olurlar… Para kazanamazlar, onlar da harcayamaz…

Krizin başlangıcı olan büyük şirketlerin ciroları da düşer… “Ülkede” kriz olur… Oluyor…

İşte böyle bir kısır döngü başladı… İnsanlar kriz var diye diye para harcamadıklarından en sonunda kendilerine de döner…

Peki, nasıl çıkılır bu krizden? “Bence”si bir sonraki yazımda…

NUR ERDEM ÖZEREN
09.11.2008

Hiç yorum yok: